Eğitsel Gönderi-9 (Blog Yazıları-9)




             İngiliz matematikçi Godfrey Hardy, matematiksel analiz ve sayılar teorisi alanındaki başarıları ile bilinir. Onu daha da bilinir kılan,hiç matematik eğitimi almamış olan Ramajuan'ı Hindistan'dan getirtmiş olması ve onunla birlikte çok önemli matematiksel çalışmalar yapmış olmasıdır.Kendi kendini yetiştiren Hintli matematik dehası Ramajuan'ı  tanıması ve benimsemesi ile bilinir.Yapılan bir röportajda Hardy, matematiğe en büyük katkısının Ramajuan'ı keşfetmesi olduğunu dile getirmiştir.Bunu hayatının en romantik olayı olarak gördüğünü belirtmiştir.
       Hardy'nin "Dünyadaki en masum uğraş matematiktir."sözü üstüne yazmak istiyorum biraz.Ben matematiğin heyecan verici bir yolculuk olduğunu düşünmüşümdür hep.Yeni bir şey öğrendiğimde ya da farklı yeni sorular yazdığımda kendimi bir ülke keşfetmiş ve insanlığa katkıda bulunacakmış gibi heyecanlı hissediyorum.Buradan çok iyi bir matematikçi olduğum ya da süper konu anlattığım çıkarımını yapmanızı istemem tabi.Matematik öyle büyük bir deniz ki ben kıyısında yüzüyorum sadece ve son derece keyif alıyorum. Hardy'nin dediği gibi uğraşların en masumu bence de matematiktir. 
  Peki nasıl oluyor da kimimiz böyle düşünürken kimileri için matematik tam bir hayal kırıklığı ve umutsuzluk olabiliyor.Bu fikirdeki öğrenciler için biz matematik öğretmenleri ne yapabiliriz peki?            
Mesela derse konuyla ilgili ilgi çekici bir soru ile başlasak nasıl olur?Normalde ders anlatılırken belirli adımlar verilir,bu adımlar takip edilerek sorular çözülür değil mi?Aslında bu yolu izlediğimizde daha en başta çözümü vermiş oluyoruz.Öğrenciye şüphe etmesi,hayal etmesi ya da reddetmesi için pek fırsat bırakmıyoruz.Zaman akıp geçiyor ve biz müfredatı yetiştirme derdine düşüyoruz.Öğrencilere düşünmeleri için pek fırsat sunamıyoruz bu sırada.Belki de öğrenciyi cevaba doğru acele hareket ettiriyoruz.Dolayısıyla öğrencilerimiz bir matematik problemini belirli bir sürede çözemedikleri zaman matematik bilmediklerine inanmaya başlıyorlar.Biraz da sistemimiz onları böyle düşünmeye sevk ediyor sanırım.Öğrencilerimize sorunun zorluğu karşısında sabretmeyi ve denemeyi öğretemiyoruz.Bazı durumlarda da öğrencilerimizin fikirleri yanlış olsa bile fikrini tartışmaya açıp doğru sorular ile onları yönlendirerek konuyla ilgili doğru yargıya varmalarını sağlayabiliriz.Bu ve bunun gibi birçok şey yaparak ön yargılarından kurtarabiliriz diye düşünüyorum.Pasif kural izleyiciler yetiştirmeyip matematiği seviyorum diyebilen öğrenciler yetiştirebilmemiz dileğiyle.

   
      

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Medya Mı Yöntem Mi Clark&Cozma Tartışması

İngiltere Eğitim Sistemi Ve Türk Eğitim Sistemi İle Karşılaştırmalı Olarak İncelenmesi

Eğitsel Video